Askere Gideceklere Tavsiyeler

Büyük bir coğrafyada yaşadığımız için her askerlik deneyimi kişiye özeldir. Yine de insanların kendi yaşadıklarını paylaşıp askere gidecek olanlara fikir vermesi iyi bir şey. Çünkü bu konu çoğu insanı endişelendiriyor. Bu nedenle ben de kendi yaşadıklarımı ve duyduklarımı paylaşmak istiyorum.

Askerdeyken tuttuğum günlüğü paylaştığım “Askerlikten Notlar” diye bir bölüm de var. Oraya da bakabilirsiniz.

Herkesin bildiği gibi askerlik sistemi değişti. 6 ay er olarak ya da 12 ay yedek subay/astsubay olarak yapabiliyorsunuz. Bedelliyi saymıyorum çünkü 21 gün lan! Gidin yapın gelin işte. Ne tavsiyesi verelim 21 güne?

21 günlük teknoloji detoksu

Subay olarak yapmak vardı ama olmadı… Er olarak yaptım. Bu nedenle erlere yönelik tavsiyeler olacak burada. Ama bu demek değildir ki sadece erler bakabilir. İsterse genel kurmay başkanı gelsin okusun. Kim bilir, belki onun da işini kolaylaştıracak şeyler yazılıdır…

Öncelikle acelesi olanlara ya da okumaya üşenenlere şu tavsiyeyi vereyim: duyduğunuz her şeyi unutun ve sürprizlere hazırlıklı olun. Herkesin deneyimi farklıdır demiştik. Ben klimalı bir büfede filtre kahve içerek askerlik yaptım. Arkadaşım ise yıkanmak için su bulamadıklarını anlatıyordu.

Genel tavsiyelerle devam edelim.

Gideceğiniz mevsim çok önemli. Soğuğa bir şekilde çare bulabilirsiniz. Kat kat giyinmek, çök kalk yapmak, hatta komando dansı öğrenmek… Ancak sıcağa yapılacak şey çok az. Klimanız yoksa hortumu alıp komutanlarla birlikte kendinizi ıslatarak eğlenceli dakikalar yaşamanız mümkün. Siirt’te askerlik yaptım. 2021 sonbaharında gittim, 2022 ilkbaharında geldim. Gitmeme yakın nizamiyedeki komutanlar hortumu çıkarıp etrafı yıkamaya başlamıştı. Bu nedenle celp tarihini iyi seçin. Eğer ki yanlış bir tarih seçtiyseniz hemen tecil hakkınızı kullanın ve istediğiniz celp dönemi gelince bozdurun. Tecil hakkınızı, zorunlu askerlik kalkar ya da sürekli artan bedelli parasını denkleştiririm gibi düşünceler yüzünden heba mı ettiniz? Ne diyelim… Sağlık olsun.

Yaşınız ne kadar gençse o kadar iyi. Askerde yaş ortalaması 20’dir. Komutanların gözünden de hepinizin yaşı 18-20 olacaktır. Gençken giderseniz insanlara daha kolay katlanabilirsiniz.

Sülüs ya da sevk belgesi. İşbu belgeyi erken almak çok önemli. Erken alırsanız erken çıkarsınız. Erken terhis olursunuz yani. Çünkü belgeyi aldıktan sonra artık asker sayılıyorsunuz. Bir gün bir gündür. Ayrıca birliğinize teslim olurken yanınızda bulunması gereken önemli bir belgedir. Teslim olacağınız tarih bu belgenin üzerinde yazmaktadır. Sevk tarihi diye ayrı bir tarih daha var. Onunla karıştırmayın. Kafanız karışırsa bir askerlik şubesine gidip sorabilirsiniz. Hatta belgeyi e-devlet yerine direkt şubeden alırsanız daha iyi olur. Kafanızdaki tüm soru işaretlerine cevap verirler.

Teslim tarihinden önce gitmeyin. Erken gitmenin hiçbir anlamı yok. Fazladan iş yaparsınız. Ancak saat olarak erken gidin. Öğleden sonra 1 idealdir. Saat 5’e kadar vaktiniz var. Eğer geç teslim olursanız ceza alırsınız. 5’e kadar da beklemeyin. Çünkü ilk gün yapılacak çok iş var.

Acemi birliğine kendiniz gidiyorsunuz. Usta birliğine devlet gönderiyordu. Korona münasebetiyle. Şu an durum ne bilmiyorum. Otobüs veya uçak ile gönderiliyorsunuz. Koronadan önce usta birliğine de askerler kendileri gidiyordu. Doğudaki bazı iller hariç. Oralara yine devlet gönderiyordu. Bir de “Kabul Toplama Merkezleri” yani KTM diye bir olay var. Bunu sadece yaşayanlar anlatabilir. Lakin bu konuda da herkesin deneyimleri farklı olduğundan dolayı birden fazla KTM askeri dinlenmelidir.

Acemi birliğine giriş yaparken üst ve çanta araması yapılıyor. Bazı yerlerde yapılmıyor. Mesela benim gittiğim yerde 2 masa vardı. Birindeki komutan çantanızı didik didik ederken diğeri telefon, yiyecek/içecek, ilaç vs. olup olmadığını soruyordu. Yiyeceklerin birazını masaya bırakıp kalanları cebe atmıştım (gitti güzelim poğaçalar.) Telefonumu almamıştı. Kâğıdıma “telefonu var” yazdı. Sonrasında birliğimizdeki komutanlara teslim ettik telefonları. 😊

Çok merak ederseniz, acemi birliğiniz ile ilgili internetten araştırma yaparak (facebook grupları falan) orada bulunan/bulunmuş kişilerden her konuda bilgi almanız mümkün.

Birlikte ilk gününüz oldukça yoğun geçiyor. Önce evrak işleri var. Gösterilen yerleri imzalayın. Sonra sağlık kontrolü var. Sağlık formunu doldurun, aşı olun, vücudunuzu sergileyin ve herhangi bir psikolojik rahatsızlığınızın olup olmadığını anlatın. (“Ben sinirlenince gözüm hiçbir şeyi görmüyor komutanım, çok fena oluyorum,” diyen var mı aranızda?) Sonra eşyalarınızı vermeye başlıyorlar. Bize önce ayakkabı denettiler. Bot ve spor ayakkabı. Ben 40 giyiyorum. Botlar da tam 40 numaradan başlıyordu. Denedim ve 40 numara ayağıma tam oturdu. Ayakkabıları alırken numaranızı söylüyorsunuz. Ne yazık ki diğer eşyalar için bir deneme olmuyor. Dağıtan erlerin ya da komutanların insafına kalmış durumdasınız.

Bot nasıl bağlanır, gömlek pantolonun içine mi sokulur yoksa dışında mı kalır, bere (jandarma asayiş) nasıl takılır vs. bunların hepsini komutanlar anlatıyor. Sormaktan da çekinmeyin. Adı üstünde acemi birliği.

Aklınıza takılan her şeyi sorun

Bu eşyalar dışında size bir de bavul veriliyor. Bavulun içinde olanları internetten bulabilirsiniz. Askerlik yapacağınız yere göre içindekiler değişiklik gösterebilir. Ama tüm ihtiyaçlarınız içindedir ve kalite ortalamaları iyidir. Sadece sülüsünüzle (ve elbette cüzdanınız) gitseniz bile sıkıntı yaşamazsınız.  Her şey veriliyor. Ayrıca temel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz dükkânlar da mevcut. Kulak tıkacı dâhil. Ancak dediğim gibi, tüm bunlar gideceğiniz yere göre değişiklik gösterebilir. Götürmenizi tavsiye ettiğim şeyler: diş fırçası, macun, tıraş bıçağı, kalem, kulak tıkacı, tuvalet kâğıdı, vatka, 2 adet asma kilit (bot ve dolap için).

Askere ne kadar az şeyle giderseniz o kadar rahat olursunuz. (Bkz. sahip olduklarınız sonunda size sahip olur.) Ayrıca askeriyede dolaplar ufaktır. Bazı dolaplar daha ufaktır. Bazı dolaplar da çift kişiliktir. Dolabınızı başkalarıyla paylaşmak zorunda kalabilirsiniz. Bizde dolaplar büyüktü. Hatta fazla olduğu için 2 tane dolap kullanan bile vardı. Dediğim gibi, yerine göre değişiyor. Yine de içiniz rahat etmezse toplayın tüm bavulları gidin. Tüm evini getiren gördüm. Sıkıntı çıkmaz. En fazla çalınır.

Acemi birliği fazla kalabalık olduğu için hırsızlık olayları olabiliyor. Usta birliğinde ise tamamen devrelerinize bağlı. Dikkatli olursanız fazla sıkıntı yaşamazsınız. Benim usta birliğimde dolabını kilitlemeyen çok kişi vardı. Üniversite arkadaşım ise hapisten çıkmış tiplerle askerlik yapmıştı ve devrelerinin suç dosyasını anlatmayı bitiremediği için hırsızlık olaylarını anlatmaya vakti kalmamıştı.

Bu arada askerlikte artık nakit geçmiyor. Sadece kart. Bir banka ya da kredi kartı almayı unutmayın.

Usta birliğinde maaş veriliyor. Bunun için ziraat hesabı gerekli. Ziraat hesabınız yoksa usta birliğinde açıyorlar. Bulunduğunuz yere göre maaşlar değişiyor. Ben Siirt’te 849 lira alırken arkadaş Kıbrıs’ta 400 alıyordu. Doğuda maaşlar yüksek. Bunlara ek olarak verilen ufak paralar da olabiliyor. “Ay sonu erbaş iade” gibi. Maddi yardıma ihtiyacınız varsa ilk gün doldurulan formlardan birinde soruluyor. İhtiyacınız varsa belirtmeyi unutmayın.

İstihkak. Yani hakkınız. Devletin askerlik boyunca sizin için ayırdığı paradır. Genellikle yemek ve kıyafet olarak düşünülür ancak atış yapacağınız mermilerden çamaşırlarınız için kullanacağınız deterjana kadar her şey bunlara dâhildir ve almak zorundasınızdır. (Bkz: istihkakınız dildo dâhi olsa alacaksınız!) Ben bu yemeği sevmiyorum almayayım, diye bir şey yok. Çöpe dökecek olsan bile almak zorundasın. Bunlara ek olarak verilen şeyler de var. Mesela bize her ay tıraş bıçağı ve köpük veriliyordu.  Kıbrıs’taki arkadaşım ise istihkak olarak sigara aldıklarını söylemişti.

Sağlık konusunda endişelenmeyin. İstediğiniz zaman revire gidebilirsiniz. Bazı komutanlar mırın kırın edebilir ancak sizi götürmek zorundadırlar. Elbette ufak tefek rahatsızlıklar için de gecenin köründe insanları rahatsız etmeyin. Ya da işten/nöbetten kaytarmak için sahtekârlık yapmayın. Böyle tipler sevilmez. Sağlık konusunda acemilikte biraz sıkıntı çekebilirsiniz. İlk sabah tüm solunum yollarınız tıkanmış bir şekilde uyanabilirsiniz. Boğaz ağrısı için pastil, burun tıkanıklığı için sprey falan götürebilirsiniz. Ancak ilaç götüremezsiniz. Yasak!

Bu arada bölük komutanımızın bir sözünü de araya eklemek istiyorum. ilk gün şöyle demişti,” yakalanmadığınız sürece her şey serbest.”

Yemek konusu yine askerlik yapacağınız yere bağlı. Bizde öğle yemeği her gün il jandarma komutan yardımcısına götürülüyordu. Haliyle yemekler iyi olmak zorundaydı. Acemilikte ise bazı tatsız olaylar yaşansa da (bkz: tavuklar taşa oturup midesini mi bozmuş?) yemekler idare eder seviyedeydi. Yemekhane dışında da alternatifler var. Her yerde bulunan kantin, bazı yerlerde bulunan büfeler ve sayılı yerlerde bulunan rütbeli gazinosu gibi.

Hijyen konusu ne yazık ki insanlarla ilgili. Askerde de her cinsten insan olduğu için yapacak bir şey yok. Alaturka kullanmayı öğrenin. Klozet bulsanız bile hijyenik olanını bulmanız çok zor. Rütbeli tuvaletlerinde bile ne yazık ki durum aynı. Tatsız manzaralarla karşılaşabilir, zor saatler geçirebilirsiniz. Mesela, gitmemekte inatçı ve size ait olmayan dışkıdan nasıl kurtulacağınız konusunu arkadaşlarınızla tartışırken bulabilirsiniz kendinizi. Bu esnada alttan vuran tuvalet ihtiyacı da cabası. Bu arada “g3 ile sıkın” önerisine hâlâ gülüyorum.

Er gazinosu askerin sosyalleşeceği yegâne yerdir. Bunun dışında birliğinizde playstation salonu, kütüphane, masa tenisi ya da spor salonu olabilir. Spor salonu muhtemelen rütbelilere özeldir. Ancak salondan sorumlu erle aranız iyi olursa izin alabilirsiniz (bkz: 6 ayda 24 kilo almak.) Tabi varsa. Hemen sevinmeyin, saydıklarımın hiçbiri olmaya da bilir. Bir karakolda dağı taşı izleyerek de geçebilir askerliğiniz. Şansınıza ve torpilinize bağlı. Bu nedenle yanınızda mutlaka kitap götürün.

Fazla zorlanmamak adına askere gitmeden mutlaka biraz spor yapın.

İnsanlarla ilişkilerinizi iyi tutun. Kimseyi sevmek zorunda olmadığınız gibi kavga çıkarmak zorunda da değilsiniz. İnsanlara yokuş yapmayın. Sizden yardım isterlerse yardım etmekten çekinmeyin. Olurda ilerde işiniz düşerse onlar da size yokuş yapar. İşinizi yapsınlar diye yalakalık da yapmayın. Sadece iyi olun başkaları da size karşı iyi olsun. Ha kendinizi de sakın ezdirmeyin. Sevmediğiniz bir davranışı hızla ve ciddi bir şekilde uyarın. En ufak şeyleri bile belirtin. Başta çizginizi belli etmezseniz sonrasında çok sıkıntı çekersiniz. Aşırı değil, dengeli olun.

Devrecilik kalmadı. Yapılmasına da izin verilmiyor. Hem askerler hem komutanlar. Lakin sıracılık var. “Eskiden biz yapıyorduk şimdi sıra sizde.” Bu da pek mantıklı değil ama devrecilikten iyidir. Devreciliğe asla izin vermeyin. Gerekirse en üst makama kadar çıkın.

Komutan yalakası olmayın. Aranızı iyi tutun yeter. Düzgün bir asker olmanız da yeterli. Düzgün askeri komutanlar sever ve ona yardım eder. Hem de her türlü yardım. Mesela, ben hem doğuda asker olduğum için hem de korona nedeniyle çarşı iznim yoktu. Bu nedenle bir ihtiyacım olduğunda komutanlardan rica ediyordum onlarda yardımcı oluyordu. Bkz. askerde filtre kahve keyfi.

French press yok muydu komutanım?

Askere kafa dinlemeye gidilmez lakin sivile oranla kafanız çok daha rahattır. Size bir iş verilir ve verilen işi yaparsınız. Bu kadar. Düşünmeniz gereken fazla bir şey yoktur (sivildeki sorunlarınızı yanınızda götürmediğinizi var sayıyorum.) Yatağınız belli, yemeğiniz belli, nöbetiniz belli, göreviniz belli ve şafağınız bellidir. Ayrıca sosyal medyadan uzak olmak da sizi bir hayli rahatlatacaktır. İnternete giremediğiniz için ilk başlarda bir şeyler kaçırıyorum diye telaşlanabilirsiniz. Endişelenmeyin, bir süre sonra alışacaksınız ve hoşunuza gidecek bu durum.

Askerlikte asıl sorun zamandır. Zaman geçmeyebilir. Dediğim gibi arkadaşımın korkunç devreleri vardı. Ancak asıl sıkıntısı zamandı. Çünkü bu durumu kafaya takmıştı. Bunlarla zaman nasıl geçecek, diye düşünüp durmuştu.  Acemilikte zaman uçuyor. Neredeyim, bunlar kim, ben kimim derken 21 gün bitiyor. Asıl olay usta birliğinde başlıyor. Alıştığınız düzenden uzaksınız ve yeni bir düzene ayak uydurmaya çalışıyorsunuz. Ailen, arkadaşların, yatağın ve en önemlisi internetin yok.

Usta birliğine alıştığınızda zaman yavaşlayabilir. Bu nedenle bir uğraş bulmanız gerekecek.  Günlük tutun, kitap okuyun, dil öğrenin, spor yapın (şınav, barfiks vs.),  sosyalleşin, düşünün… Aklıma gelenler bunlar. Er gazinosuna tıkılıp kalmayın. Ve zihinsel olarak kendinizi geliştirin. Odun gidip odun gelmeyin. Gelişmekten kastım şu değil: “herkes şeytan olmuş bu devirde, o halde ben de onlar gibi olacağım!” Böyle salakça laflar yüzünden herkes şeytana döndü ya!

Anlamaya çalışın. İzleyin, konuşun ve düşünün. Düşünmek için bol bol vaktiniz olacak. Kendinizi tanımaya, anlamaya çalışın. Kendinizi geliştirin. Zırt pırt ailenizi, arkadaşlarınızı aramayın. Birey olun. İçinize dönüp bakın mesela. Nasıl birisiniz ve olmak istediğiniz kişiden ne kadar uzaksınız? Çevrenizdeki insanları düşünün. Onları anlamaya çalışın. Hayatınızdaki problemleri düşünün. Sorunun kaynağına inin. Aklınızdaki her soruyu irdeleyin. Gerekirse oradaki komutanlarla konuşun. Onların yaş tecrübelerinden faydalanın. Karı kız, siyaset, futbol vs. ile harcamayın vaktinizi. İçeriye telefon sokmaya çalışmadan önce biraz oturup düşünün. Ne olduğu önemli değil. Felsefi sorunları bile düşünebilirsiniz. Yeter ki kendinize zaman ayırın ve lütfen düşünün.

Herkes aksini iddia etse de askerlik disiplin açısından insanlara pek bir şey katmaz. 6 ya da 18 ay fark etmez. Sivile dönünce eski düzenlerine geri dönüyor insanlar. Bu nedenle iş biraz size düşüyor. Bir anlamı olsun askerliğinizin. 6 aylık süre boşa gitmesin. Size bir şeyler katsın.

Zaman görecelidir ancak akmak zorundadır. 6 ay her türlü biter. Kafaya çok taksanız bile bitecektir. Bu nedenle zamanı yavaşlatıp kendinize eziyet etmeyin. Hayat yeteri kadar eziyet verici zaten. Rahat olun ve akışına bırakın.

Haydi, hayırlı teskereler.

Yorum bırakın